Hakkımızda
333 Etiket'in Umut Dolu Yüz Güldüren Hikayesi
333 Etiket olarak firmamızın olağan dışı hikayesini merak ediyorsanız kesinlikle okumalısınız. “Farklı Fikirler Büyük Değişimler”.
Efendim merhabalar, 333 Etiket konusuna gelmeden önce, hakkımızda bir miktar bilgi vermek iyi olur. Biz, şirketi üniversite sıralarında hayal etmiştik. İyi ki de etmişiz, 3 mühendislik öğrencisi okul yıllarında elektronik devrelerini bir kenara bırakıp 333’ün hayaline dalardık. Üç mühendis kafası, hepsi birbirinden farklı kafa yapısında, ama zehir gibi…
Önce bir fotoğraf stüdyosu kurmaya karar verdik. Peki ismimiz ne olacaktı? Uzun saatler isim “toplantıları” falan… Geri dönüp baktığımızda; mühendisin, edebiyatta dönüp dolaşacağı yer malumunuz sayılara denk geliyor. Edebiyat da yapsak, romantik sözler de söylesek, içinde ya matematik oluyor ya da fizik.
-“333” evrensel bir gülümseme hareketidir.
"Farklı Fikirler, Büyük Değişimler"
Biliriz ki her müşterimiz birbirinden farklı ve kendi içinde değerlidir. Bizler mutlu müşterilerimizden aldığımız değerler ışığında, istekleriniz doğrultusunda sözümüzde durma çizgisinin dışına çıkmadan, uygun zaman diliminde tüm imkanlarımızla isteklerinize çözüm üretiyoruz.


Reklam, Tabela İmalatı Derken 333 Etiket'i Kurmaya Bir Adım Daha Yaklaştık
Bu süreç, bizi yeni bir genişleme hareketine mecbur kıldı. Fotoğrafını çeken, tasarımını yapan, web sitesini kuran, online pazarlamasını yürüten firma olarak şimdi de imalatını yapmak için kolları sıvadık. Makineler alarak yatırım yaptık.
İlk olarak açık hava reklamcılığında; totem, tabela, kutu harf, afiş, baskı, araç giydirme konularında işler yapmaya başladık.
Bu süreç bizi oldukça memnun ve mutlu etti. Ahşaptan tabela yapıyor, mermerden isimlik yapıyor ve kimse “bu olmaz” demiyordu.
Akabinde makine parkurumuzu genişleterek etiket imalatında; folyo, leksan, metal etiket ürünlerinin her nevisinin üretimine 333 etiket çatısı altında başladık.
Süreç bizi Anonim Şirket olmaya zorlamıştı. Darısı Holding olmakta…
Peki Neden 333?
Dünyada kalabalık olmalarından mütevellit, kendi dillerini konuşmalarını saymazsak, dünyada Çince’den sonra en çok İngilizce konuşuluyor. Yani onların bir hareketi, sözü, eylemi aslında tüm dünyanın da dili oluveriyor. Bu da dilin kültüre etkisinin ne denli olduğunu gösteriyor. Malum, fotoğrafta gülümsetme eylemi “333”tür. Biz de insanları yaptığımız işlerle gülümseteceğimizi, daha onlar bizimle tanışmadan anlasınlar diye şirketin adını 333 koyduk.
İnsanları gülümsetmek hedefimizin en başındaydı. Aklımızdaki diğer bir düşünce ise “Sözünde durmayanlardan olmayacaktık”. Çünkü milletimiz “İşiniz yetişmedi” sözünü yıllardır çokça duydu. 333 olacaktık ve söz bizim için müşterimizle akdimiz olacaktı ve akdimizi tutacaktık.

Konu Nasıl 333 Etiket Olmaya Geldi?
Profesyonel bir fotoğraf stüdyosu kurduk, başkentimizin en afili yerinde. İşlerimiz yerinde, insanlar söz verilen tarihlerde hizmete kavuşuyor. Ayrıca bizim hakkımızda olumlu düşüncelere sahipler. Tabelada ismimi okumaları sonrası gülümsemeye başlayıp, hizmet kalitesiyle gülümseyerek ayrılıyorlar.
Ardından şirketler işlerimizi gördü ve bizleri davet etmeye başladı. Ankara’da bulamadıkları ürün, fotoğraf çözümleri sunuyor; binbir eziyetle ürettikleri, göz bebekleri gibi baktıkları ürünlerini en güzel şekilde fotoğraflıyorduk. Süreç bizi hep ileriye itekliyordu. Mühendislik felsefesi de böyledir, icat mantığı yürüdükçe yürüsün. Mükemmeli yakalamak için yaptığımız işler, kentteki boşluklar bizi yeni iş kollarına sürükledi.
Süreç bizi müşterilerimizin baskısı ile tasarım yapmaya sürükledi. Web tasarımı, kurumsal kimlik derken bu işi de başarmıştık. Prensiplerimizden ödün vermeden çok çalıştık ve bu sektörlerde de başarıyı yakaladık. Bir süre sonra müşterilerimizden “Kurumsal kimliğimizi tasarladınız, imalatlarını da yapın.” talepleri geldi. “Bizim imalatımız yok, dışarıda yaptırıyoruz” desek de, bu işin takipçisi olmamız konusunda ısrarcı oldular.
Piyasada çözüm ortakları bulmaya çalıştık, hatta çok çalıştık fakat üretimi takip etme, istenilen kaliteyi tutturma konusu bizi en çok zorlayan süreç oldu. İmalat yaptırıp ürün almak yerine bol bol bahane dinler olduk. Kalite hususunda, masada konuşulan kaliteli malzemelerin imalatta kullanılmadığı “Nasıl olsa müşteri anlamaz” diyerek maliyet düşürme çabalarının olduğunu acı bir şekilde anladık.